Selam, bugün epey buluşacağız gibi okur. Ne dersin? Eski 'ben' e bakmayı çok seviyorum. Buna cesaretim de var. Beni üzmüyor, kendimi sevmemi sağlıyor. Farketmemi. Ben kendimi okumayı çok seviyorum, günlük hayatta kendimi sevmeyişimin bir yansıması olsa gerek. Bilmiyorum, sevdiğimi düşünüyorum ama biliyorsun, bilinç bu. Buyur, 2018'e giden yol şuradan:
01.05.2018
-Peki beni bir yere koydun mu?
-Hayır, belki bugün sonunda koyabilirim.
Artık sonunda o yere hapsetmeye karar verişim tamamlandı. Her bir birey varlığımdan soyutlanıp kendi niteliğinde artık orda. Varlığımdan soyutlanıp yalancı şarap rengi kadar geçici dudaklarımda. Sahi, ertesi gün aynaya
baktığımda dudaklarımda var olmuş hafif morumsu, mürdüme yakın o renk bana
hatırlattı kendi yerimi de. Belki asıl olan şey oradaki gizli bir koddu.
Şifresini tam da sadece aynadan görebileceğim, kendime karşımdan bakabileceğim
bir yerde. Böyle bir şeydi galiba kendini yorumlamak ya da kendine deva bulmak.
Kendini orada bir yerlerde tekleştirip, birey olarak bakabilmek. Bütün o
kafana sıkışıp kalmış cümleleri okuyabilmek sesli bir halde. Biraz
sosyoloji okumalıyım. Toplumla kendimi birleştirdiğim ortak kümem
fazlasıyla beni kendimden ayırmış. Duymakla sorumlu olduğum ruhum onlarca sesin
arasında kısık kalmış. Tüm o isimlerde vücut bulmuş detaylarım, ayrı ayrı
unutulmalı. Tepkiler susturulmalı ve hakiki “ben” oyuna girmeli. Eskitilmiş
duygulardan canlı bir beden yaratıp hayatın koşuşturmasına dahil etmek
aptalcaydı. Zaten bunu kim kaldırabildi ki? Bir hedef belirleyip dış dünyaya,
anı olmayı başarmış değerli dakikalara özgürlük vermeli. Naparlar ki
hücrelerime yer edinmeye zorlanarak, sanki yenilerine yer kalmayacakmış
gibi. Acizlik kelimesi yeni bir tanım kazanmalı. Salt yetersizliklere ad
olmaktansa, bilinçli yetmemelere de ad olmalı. Dün gece, yurtdışında yaşama
planı yapıp hayatından uyuşturucuyu bile çıkarıp hedefine kitlenmiş birinin
hikayesini dinledim. Bunları söyleyen de oydu. İnsanların hedefi kendi sesini
dinlemekken ben kendi kısa dönem telaşlarımda nasıl da boğulmayı tercih ettiğimi
dinledim aslında.
Bu yazı bir yandan yanılmışlıkların, arayışların ve kendimizi ihtiyacımız olduğuna inandırdıklarımızın yansıması. Farkında olabildiysen çok mutlu oldum demek bu istasyonda.